بَاب
الْمَاءِ لَا
يُجْنِبُ
35. Suyun Cünüp
Olmayacağı
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
أَبُو الْأَحْوَصِ
حَدَّثَنَا
سِمَاكٌ عَنْ
عِكْرِمَةَ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
قَالَ
اغْتَسَلَ
بَعْضُ
أَزْوَاجِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي جَفْنَةٍ
فَجَاءَ
النَّبِيُّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لِيَتَوَضَّأَ
مِنْهَا أَوْ
يَغْتَسِلَ
فَقَالَتْ
لَهُ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
إِنِّي
كُنْتُ جُنُبًا
فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِنَّ
الْمَاءَ لَا
يُجْنِبُ
İbn Abbas (r.a.)’dan,
şöyle demiştir: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'ın hanımlarından biri
Cefne denilen büyük bir kapta ğusletti. Sonra da Resul-i JEkrem o kaptan abdest
almak veya ğusletmek için gelince "Ya Resulellah ben cünüp idim"
dedi.
Bunun üzerine Resulallah
(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Su cünııp olmaz."
Diğer tahric: Tirmizî,
tahare; ibn Mace, tahare
AÇIKLAMA: Hadis-i şerifte sözü geçen hanımın,
Mu'minlerin annesi ve İbn Abbas'm teyzesi Meymune (r.anha) olduğunu Darakutni
haber vermekte ve bu hadisi şöyle rivayet etmektedir:
"İbn
Abbas teyzesi Mey-mune'nin şöyle dediğini nakleder: Cünuptüm, bir kapta
yıkandım, biraz su artırmıştım. Nebi (s.a.v.) geldi, yıkanmak istedi de:
"Ya Resulallah ben o sudan yıkanmıştım" dedim. Nebi (sallallahu
aleyhi ve sellem) de "Su cümıp olmaz” dedi ve o sudan ğusletti. Ayrıca bu
hadisi İbn Mace de tahare bölümünde rivayet etmiştir.
"Cefne'de
yıkandım" sözü, "cefne'den su alarak yıkandım" anlamına gelmektedir.
Meymune (r.a.) cefnedeki su ile yıkandığı için elinin girip çıkmasından dolayı
suyun pis olduğunu zannederek, Resulullah'a durumu haber vermiş, bunun üzerine
de Resul-i Ekrem "Su cünup olmaz" buyurmuşlardır. Bilindiği gibi
cünuplük manevi pislik olduğundan maddi pislikle kıyas edilemez. Cünup olan bir
organ'ın dokunduğu su pis olmaz. Resul-i Zi-şan Efendimizin bu sözüyle
açıklamak istediği husus budur.
Cünup,
uzak demektir. Nitekim memleketinden uzak kalan kimselere de "cünup"
denir. Ğusül icab eden kişiye cünup denilmesinin sebebi, namaz'dan, Kur'an
okumaktan ve mescidlerden uzak kalmak durumunda olduğundandır.
Nihaye'de
ibn Abbas'dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte: "Dört şey cünup olmaz:
İnsan, toprak, elbise, su" buyurulmuştur. [İbnu'l-Esir, en-Nihaye, 1, 302-303]
Bu
nedenle insan cenabet halinde de pis olmaz, onunla musafaha edenin eli
pislenmez, artığı pis olmaz. Toprak da Üzerinde bir cünup yıkanmakla pis olmaz.
Cünüp bir kimsenin terinden ıslanmakla elbise ve üzerinde cünübün yıkanmasıyla
da toprak pis olmaz. Ayrıca Meymune (r.a.) validemizin Resuluİlah'ın sünnetine
uyarak elini kaba sokmadan yıkamış olduğu muhakkaktır. Eliyle su alarak
yıkanmış olması da mümkündür. Bu durumda cünüb olan kişinin elini kab'a
batırarak kap'tan su alıp ellerini dışarıda yıkaması suyu pislemez. Dolayısıyla
kaptaki su müsta'mel olmaz. Fakat elini dışarıda,temizlemeden, cenabet'ten
temizlenmek maksadıyla kab'a soksaydı, suyun sadece eline temas eden kısmı
müstamel (kullanılmış) su olur ve temizleyicilik vasfını kaybederdi. Fakat bu
durumda da suyun yarıdan fazlası tahir ve mutahhir (temizleyici) olduğundan
suyun temizleyicilik vasfı yine kaybolmazdı.
Her
ne kadar, daha sonra gelecek olan Humeyd Hadisinde, kadın'ın artığı ile ğusül
yapılamayacağı bir mana sezilirse de aslında hadiste açıkça böyle bir mana
yoktur. Buna göre Humeyd Hadisindeki hüküm "evla olan
yıkanılmamasıdır" şeklinde te'vil edilerek, Humeyd hadisiyle mevzumuzu
teşkil eden hadis arasındaki zahiri tearuz (görünüşteki ihtilaf) giderilmiştir